“Dünya düşerken, her birimiz kendimize göre kırıldık.
Kimin daha çılgın olduğunu bilmek zordu…ben mi yoksa başka herkes mi.” – Max
Dünyanın düşüşünün üstünden 45 yıl geçmiştir. Yasa gücü yoktur, elektrik şebekeleri yoktur, su yoktur ve acıma yoktur. “Mad Max: Fury Road”da, medeniyet bir hatıradır, o da sadece hayatta kalan az sayıda insan için. Dünyanın en büyük ekonomileri yerle bir olmuştur; kıyı şehirleri silinip süpürülmüştür; petrol ile su savaşlarının arifesinde, yiyecek azdır ve hava zehirlidir. İnsanlıktan geriye kalanlar ya Çöl’de vahşi çeteler halinde gezmekte ya da Sığınak’ın eteklerinde hayata tutunmaktadırlar. Sığınak bir mağara sistemi içine kurulmuş, kilometrelerce kare alan içindeki tek su kaynağının su pompaladığı bir kaledir. Temel maddeleri kontrol eden Sığınak ve müttefikleri Petrol Kasabası ve Kurşun Çiftliği, Çöl’ü de kontrol etmektedir.
Mad Max dünyasının ana kahramanı Max Rockatansky ilk olarak filmin yönetmeni ve yazarı George Miller’ın 1979 orijinal filminde karşımıza çıktı. O dönemde karakterin dünya çapındaki yankısı yaratıcısını bile şaşırttı. Miller bu konuda, “Farkında olmadan klasik mitolojik arketipe parmak bastığımı fark ettim” diyor ve ekliyor: “Japonya’da, Max’e yalnız bir Özgür Samuray adını verdiler. Fransa’da, filmi ‘tekerlekler üzerinde bir Western’, Mac’i de yalnız bir silahşör olarak gördüler. İskandinavya’da ise, bazıları Max’in kendilerine çetin topraklarda tek başına gezen bir Viking savaşçısını hatırlattığını söylediler.”
Mad Max serisinin 70ler sonunda başlayan versiyonunda Max karakteri o dönemler tanınmamış Mel Gibson’dı. Miller otuz yıl önce Mad Max rolünü verdiği Mel Gibson’la ilk karşılaştığında hissettiği enerjiyi yeni seride başrol verdiği Tom Hardy’de de hissettiğini söylüyor. “Bu karizma onu izlemeyi böylesine ilginç kılan paradokstan kaynaklanıyor” diyor yönetmen ve ekliyor: “Tom hem erişilebilir hem gizemli hem de kırılgan olabiliyor. Muazzam bir sıcaklığa, aynı zamanda da bir tehlike öğesine sahip.”
İlk film gösterime girdiğinde, Hardy sadece altı haftalıktı ama Yol Savaşçısı efsanesini gayet yakından tanıyarak büyüdü. Aktör zihnini yönetmenin vizyonuna odakladığında, kendisinden istenen şeyin karakteri yeniden canlandırmak değil, yeniden yaratmak olduğunu anladı. “Mel’in Max’i ikonlaşmış” diyen Hardy, şöyle devam ediyor: “Ama George benden bu karakteri oynamamı istediğinde, Max’i bu filmdeki olaylar için George’la birlikte çalıştım. Müthiş bir malzeme; bu rolü oynamak büyük bir onur.”
Hardy’nin canlandırdığı Max Rockatansky bağlılığın düşman bir dünyada sadece kedere yol açtığını öğrenmiş, yalnız başına hayatta kalmasına olanak tanıyan bir dizi beceriye sahip bir çöl savaşı gazisi olarak ortaya çıkıyor. “Max’in tek derdi eve dönmek ama bir ev yok” diyor Hardy. “Sessizlikten, acıdan ve yıkımdan başka bir şey yok. İnsanlığın kalmadığı bir yerde yaşıyor ama onu yine de istiyor. Ancak, bu dünyada ilişkilerin bir bedeli var.”
Mad Max Fury Road filminde Charlize Theron tarafından canlandırılan daha önce filmlerde gördüklerimize benzemeyen mücadeleci, fiziksel ve ruhsal olarak güçlü bir kadın kahraman var.
Mad Max Fury Road filmindeki dünya bizlere şu an çok uzak görünüyor. Fakat şimdiki gidişatımızda belki de bu dünyayı yaşamamıza az kaldı. 15 Mayıs’ta Mad Max dünyasını keşfetmek üzere..
Fotoğraflar Warner Bros aittir.