3 Nisan’da gösterime giren Nuh: Büyük Tufan oyuncu kadrosu, görselliği ve konusu ile izleyenleri etkisine almayı başarıyor. Nuh Peygamber rolünde Oscar Ödüllü Russell Crowe’la beraber Jennifer Connelly, Emma Watson ve Anthony Hopkins yer alıyor. Darren Aronofsky’nin yazdığı ve yönettiği bir film olarak hayran olduğum yönetmene bir kez daha hayranlık duydum.
Filmin konusu: Kabil’in soyundan gelen insanoğlu, kuşaklardır Yaradan’ın çizdiği iyilik yolundan sapmış, dünyanın tüm güzelliklerini ve nimetlerini sonuna kadar emip tüketerek yeryüzünü yaşanmaz hale getirmiştir.Dahası bir parça et için her türlü ahlaksızlık, hırsızlık, cinayet ve kaos normal hale gelmiştir.
İnsanlığın bu sefil hali karşısında Nuh rüyasında, Yaradan’ın kendisini yaşanacak büyük bir tufana karşı uyardığını görür. Yaradan ondan büyük bir gemi inşa etmesini ve yeryüzünde yaşayan tüm hayvan cinslerinden bir çift almasını emreder. Bu gemi aynı zamanda ailesinin de tek kurtuluşu olacaktır. Tufanın yaklaşmakta olduğunu öğrenen sapkın insanoğlu ise geminin içine girmek için Nuh’a karşı saldırıya geçecektir….
Dünyanın başlangıcını, Adem ve Havva’nın yasak meyvayı alması ile beraber insanlığın bozulma evrimini, insanların endüstrilerle doğayı yok ederek kendi sonunu hazırladığını, yaşamda her şeyin bir anda var olurken, bir anda yok olacağını, ve aslında yaşamda bir sonun olmadığını bize gösteriyor. Filmden çıktıktan sonra yaşama farklı bir bakış ile bakmanız normal. Yaşamın içinde farkında olmadan tükettiğimiz her şeyin dünyanın sonunun gelmesine sebep olduğunu anlamak ise en can alıcı noktası.
130 milyon dolarlık bütçe ile çekilen filmin Amerika gösteriminde muhafazakar Hıristiyanlar olumsuz eleştiriler yaparken bazı müslüman ülkelerde de gösterimi yasaklandı. Ülkemizde de şu an tartışılmaya başlandı. 🙂
Filmin seansları için tıklayın.
Yaşamda son yoktur, bitti sandığında aslında her şey yeniden başlıyor. 😉
Fotoğraflar Paramount aittir.