Trendeki Kız (The Girl On the Train) İngiliz yazar Paula Hawkins tarafından yazılmış, 2015 yılında New York Times En Çok Satan Kurgu listesinde yer almış, psikolojik gerilim romanı. 2015 yılında 13 hafta ard arda 1 numarada kalan kitabı eleştirmenler 2012’de yayınlanmış Gone Girl isimli romana benzettiler. Bildiğiniz gibi Gone Girl, David Fincher yönetmenliğinde 2014’te sinemaya uyarlanmış ve 2015 yılının ses getiren filmlerinden biri olmuştur.
Dreamworks tarafından yapımı gerçekleştirilen ve Tate Taylor tarafından yönetilen The Girl On The Train filminin başrolündeki ana kadın karakteri Emily Blunt canlandırıyor. İngiliz oyuncu Emily Blunt en son Avcı: Kış Savaşı filminde Charlize Theron ile başrolde oynamıştı. Kadroda yer alan diğer isimler ise Justin Theroux, Rebecca Ferguson, Haley Bennett, Edgar Ramirez, Laura Prepon, Allison Janney ve Lisa Kudrow.
Filmin yönetmeni Tate Taylor roman uyarlamalarına yabancı bir yönetmen değil. Çok satan romanların sinema uyarlaması her zaman istenilen başarıda olmuyor. Tate Taylor 2011’de haklarını aldığı hem yazıp hem yönettiği The Help isimli romanın sinema uyarlaması ile 200 milyon dolardan fazla gişe yapmakla kalmadı aynı zamanda En İyi Film dalında Oscar ödüllerine aday oldu.
Dünya çapında 11 milyon adet basılan kitabın uyarlaması sinemada nasıl olacak, 7 Ekim 2016‘da sinema salonunda öğreneceğiz. Filmin vizyon tarihine bakacak olursak da Oscar ve Golden Globe başta olmak üzere ödül için yarışacak filmlerden biri olabilir. Emily Blunt’ın oyunculuğunu da her zaman beğenirim. Bakalım parçalar yerine oturmuş mu?
Rachel, kendisini aldatmış eski eşini unutamayan, saplantılı, alkolik ve sorunlu bir karakterdir. Her gün işine gidip gelirken pencereden gördüğü bir ailenin hayatı hakkında tahminler yürütür, kafasında kurgular. Onları o şekilde mutlu görmek tren yolculuğunun en keyifli anlarıdır. Bir gün yine bu tren yolculuğu sırasında o ailenin evine baktığında, hiç de kafasında kurguladığı gibi mükemmel bir hayatları olmadığına tanık olacaktır. Daha da kötüsü bu tanık olduğu olaydan 1 gün sonra o ailedeki kadının kayıp olduğunu öğrenir. Rachel yalnızca kendisinin bildiği bu sırrı polislere ve üzgün eşe bildirmek için çare bulmaya çalışır, ancak bir engelle karşı karşıyadır. O gün çok fazla alkol aldığından olanları hatırlayamaz, ama yavaş yavaş kadının kaybolduğu gün kendisinin de onların evlerinin bulunduğu sokakta olduğunu hatırlamaya başlar.
Kitapla ilgili yazılmış eleştirilerden bazıları:
“Aklınızı başınızdan alacak, zekice yazılmış bu psikolojik-gerilim romanı hem muhteşem hem de tren enkazı kadar korkunç!”
-Publishers Weekly-
“Trendeki Kız, her şeyi anladığınızı düşündüğünüz an sizi farklı bir sürprizle karşılıyor.”
-Entertainment Weekly-
Fotoğraflar Dreamworks aittir.
